Batman Teknokent A.Ş.

BATMAN TEKNOKENT HAKKINDA

Batman Üniversitesi tarafından 2013 yılında çalışmalarına başlanan teknokent projesi, Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığınca kabul onay aldı.

Bakanlık tarafından kabul edilen projeyle teknokentBatman Üniversitesi Batı Raman Kampüsünde 38 bin metrekarelik alan üzerine inşa edilecek.     

Teknokentte üniversite, kentteki sanayicilere Ar-Ge çalışmalarında her türlü desteği sağlayarak yapı kimyasalları, petrokimya ürünleri, enerji sektörü, yazılım ve donanım, nanotenoloji gibi ürünler üretecek.     

Batman Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Aydın Durmuş yaptığı açıklamada, kurulacak teknokentin ABD’deki Silikon Vadisi’nin bir benzeri olacağını söyledi.     

Teknokentin daha önce bir hayal olduğunu dile getiren Durmuş, projenin bakanlıkça kabul edilmesiyle Batman’ın büyük bir hayalinin gerçekleştiğini belirtti.     

Batman’a artık teknokenti kuracaklarını aktaran Durmuş, “Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın göstermiş olduğu 2023 ve 2071 hedeflerine Batman Üniversitesi olarak emin adımlarla ilerliyoruz. Bu da bizi mutlu ediyor. Batman bunları hak eden bir bölgede. İnşallah teknokent projesi ile katma değeri yüksek, teknolojik ürünleri üretmek için sanayicimize üniversite olarak bir lokomotif görevi yapacağız. Artık üniversitede üretilen projeler tozlu raflarda kalmayacak. Bu projeler burada geliştirilerek sanayide insanların karşısına aş, iş olarak çıkacak.” 

Teknokent Nedir?

Teknokent; üniversitelerin, araştırma kurumlarının ve sanayi kuruluşlarının aynı ortam içerisinde araştırma, geliştirme ve inovasyon çalışmalarını sürdürdükleri, katma değerli ürünler ortaya çıkardıkları, birbirleri arasında bilgi ve teknoloji transferi gerçekleştirdikleri; akademik, ekonomik ve sosyal yapının bütünleştiği organize araştırma ve iş merkezidir.

Uluslararası Bilim Parkları Birliği (IASP)’nin tanımına göre, Teknopark; Bir veya birden fazla üniversite veya diğer yükseköğretim kurumu ve araştırma merkezleri ile resmi veya faaliyet bazında ilişkili, bünyesinde bilgiye ve ileri teknolojilere dayalı sanayi firmalarının kurulup gelişmesini teşvik etmek üzere tasarlanmış, içinde yer alan kiracı firmalara, teknoloji transferi ve iş idaresi konularında destek sağlayacak bir yönetim fonksiyonuna sahip, teşvik ve mülkiyete dayalı bir teşebbüstür.

Teknokent (technopole) kavramı daha çok Fransa’da kullanılırken, ABD’de ‘Araştırma Parkı’, İngiltere’de ‘Bilim Parkı’, Uzakdoğu’da ise daha çok ‘Bilim Kenti’ veya ‘Teknoloji Kenti’ kavramları kullanılmaktadır. 4691 Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Yasasında ise “Teknoloji Geliştirme Bölgesi” şeklinde tek bir kavram kullanılmaktadır.

4691 Sayılı Kanuna Göre Teknoloji Geliştirme Bölgesi Nedir?

Teknoloji Geliştirme Bölgesi, yüksek/ileri teknoloji kullanan ya da yeni teknolojilere yönelik firmaların, belirli bir üniversite veya yüksek teknoloji enstitüsü ya da AR-GE merkez veya enstitüsünün olanaklarından yararlanarak teknoloji veya yazılım ürettikleri/geliştirdikleri, teknolojik bir buluşu ticari bir ürün, yöntem veya hizmet haline dönüştürmek için faaliyet gösterdikleri ve bu yolla bölgenin kalkınmasına katkıda bulundukları, aynı üniversite, yüksek teknoloji enstitüsü ya da AR-GE merkez veya enstitüsü alanı içinde veya yakınında; akademik, ekonomik ve sosyal yapının bütünleştiği siteyi veya bu özelliklere sahip teknoparkı temsil eder.

Teknoloji Geliştirme Bölgelerinin amacı; üniversiteler, araştırma kurum ve kuruluşları ile üretim sektörlerinin işbirliği sağlanarak, ülke sanayiinin uluslararası rekabet edebilir ve ihracata yönelik bir yapıya kavuşturulması maksadıyla teknolojik bilgi üretmek, üründe ve üretim yöntemlerinde yenilik geliştirmek, ürün kalitesini veya standardını yükseltmek, verimliliği artırmak, üretim maliyetlerini düşürmek, teknolojik bilgiyi ticarileştirmek, teknoloji yoğun üretim ve girişimciliği desteklemek, küçük ve orta ölçekli işletmelerin yeni ve ileri teknolojilere uyumunu sağlamak, Bilim ve Teknoloji Yüksek Kurulunun kararlarını da dikkate alarak teknoloji yoğun alanlarda yatırım olanakları yaratmak, araştırmacı ve vasıflı kişilere iş imkânı yaratmak, teknoloji transferine yardımcı olmak ve yüksek/ileri teknoloji sağlayacak yabancı sermayenin ülkeye girişini hızlandıracak teknolojik alt yapıyı sağlamaktır.

Türkiye’de Teknokentler

Türkiye’de teknokent kurma çalışmaları 1980’lerde başlamıştır. Bu çalışmalar neticesinde 1990’da, KOSGEB ile üniversitelerin işbirliği çerçevesinde teknokentlerin ilk adımı olarak TEKMER’ler (Teknoloji Merkezleri) kurulmaya başlanmıştır. Teknokentler ile ilgili yasal çerçeve ise, 2001 yılında 4691 sayılı yasanın yürürlüğe girmesi ile oluşturulmuştur. 4691 sayılı yasa teknokent kavramı yerine “Teknoloji Geliştirme Bölgeleri” kavramını kullanmaktadır. Haziran 2018 sonu itibariyle 81 Teknoloji Geliştirme Bölgesi Bakanlar Kurulu Kararı ile ilan edilmiştir. Ancak bu 81 teknokentin 57 adedi şu an için faaliyette, diğerleri geliştirme aşamasındadır.

Faaliyette olan teknokenlerde Ar-Ge çalışmalarını yürüten firmaların sayısı 4 bin 852’ye ulaşmıştır. Bu firmaların %37’si yazılım sektöründe, %17’si Bilgisayar ve İletişim Teknolojileri sektöründe, %8’i Elektronik ve %6’sı Makina ve Teçhizat İmalatı alanlarında faaliyet göstermekte, ayrıca Medikal, Enerji, Kimya, Gıda, Savunma, Otomotiv gibi bir çok sektörden firmalar bölgelerde Ar-Ge faaliyetleri kapsamında yer almaktadır. Teknoloji Geliştirme Bölgelerinde yer alan firmalarda 39 bin 263’ü Ar-Ge personeli olmak üzere toplam 48 bin 162 kişi istihdam edilmektedir. Teknoloji Geliştirme Bölgelerinde yürütülen toplam Ar-Ge proje sayısı (tamamlanmış ve devam eden) Haziran 2018 itibariyle 37 bin 333 adettir. Faaliyete geçen Teknoloji Geliştirme Bölgelerinde bulunan şirketlerin, Amerika Birleşik Devletleri başta olmak üzere, Japonya, İsrail, İngiltere ve Almanya gibi dünyanın en gelişmiş ülkelerine yapmış oldukları teknolojik ürün ihracatı 3,5 Milyar ABD dolarını ulaşmıştır. Yabancı sermaye açısından baktığımızda; Teknoloji Geliştirme Bölgelerinde toplam 277 adet yabancı/ yabancı ortaklı firma yer almaktadır. Bölgelerde faaliyet gösteren firmalar tarafından tescil ettirilen patent sayısı (Ulusal/Uluslararası) 1.001‘dir.

Teknoparklarda yer alan şirketler, 4691 sayılı kanun gereğince bir takım vergi teşviklerinden yararlanabilmektedirler. Söz konusu yasa gereği teknoparklarda yer alan şirketler kurumlar vergisinden, çalışan Ar-Ge personelleri de gelir vergisinden muaf tutulmaktadırlar. Bunun dışında yazılım ürünlerine de KDV muafiyeti uygulanmaktadır. Ar-Ge şirketleri ayrıca personelleri için 5 yıl süre ile SGK primleri için %50 indirim teşviğinden yararlanmaktadırlar.

Rakamlarla Dünyadaki Teknokentler

  1. Dünyadaki Teknoketlilerin Sayısı Kuluçka Merkezleri İle Birlikte 4000’in üzerindedir.
  2. Bu Teknoparkların çoğu 80’li yılların ikinci yarısında kurulmuştur.
  3. %83’ü kar amacı gütmeyen yapılardır. %62’si bünyesinde kuluçka birimi barındırmakta,
    %70’i kamu yatırımı ile kurulmuş, %73’ü arsa kiralayarak kendini idame ettirmektedir.
  4. Teknokent firmalarının %26’sı bilişim teknolojilerinde, %20’si biyoteknolojide, %19’u elektronik, %8’i çevre, %6’sı ileri malzeme, %5’i kimya, %9’u tarım ve %7’si diğer sektörlerde faaliyet göstermektedir.
  5. Teknokent şirketlerinin %51’i hizmet, %18’i sanayi ve %26’sı Ar-Ge şirketi olarak tanımlanmaktadır.
  6. Teknokent şirketlerinin %89’u KOBİ niteliklidir.

​​

Gelişmiş ülkelerde, dünya ekonomik dengelerinin 1970’li yıllardan itibaren değişmesi ve sanayi ağırlıklı üretimin azalmasıyla, üretimi arttırmak ve sanayi sektörünü canlandırmak amacıyla Ar-Ge’ye ayırılan kaynaklar arttırılmış ve araştırma sonuçlarını sanayiye aktarma mekanizmaları oluşturulmuştur. Bu konuda geliştirilen en etkili mekanizma teknoparklardır. 1970′li yıllardaki ekonomik krizden kurtulmak isteyen gelişmiş ülkeler, üniversiteler ve araştırma kuruluşlarındaki Ar-Ge sonuçlarını uygulamaya aktararak, bölgesel kalkınma, işsizliğin giderilmesi, arazilerin değerlendirilmesi ve bilime dayalı üretimin sağlanması bakış açıları ile teknopark girişimine önem vermişlerdir. 1980′li yıllarda bu konuda önemli gelişmeler kaydederek, amaçlanan konularda önemli sonuçlar alınmıştır.

Dünyada teknopark faaliyetleri 1951 yılında Silikon Vadisi-Stanford Araştırma Parkı ile başlamıştır. Silikon Vadisinin başarısı ve yükselişi, Amerika ve Avrupa’da 1970’li yıllarda teknopark faaliyetlerinin yayılmasına ve artmasına yol açmış, 70’lerin sonuna doğru bu hareketlilik Japonya’ya ulaşmıştır. Bugün dünyada 1000’e yakın teknopark bulunmaktadır. Bu sayı inkübasyon merkezleriyle birlikte 4000’e ulaşmaktadır.

Teknokentlerin %83’ü kar amacı gütmeyen yapılardır. %62’si bünyesinde kuluçka birimi barındırmakta, %70’i kamu yatırımı ile kurulmuş, %73’ü arsa kiralayarak kendini idame ettirmektedir. Teknokent firmalarının %26’sı bilişim teknolojilerinde, %20’si bioteknolojide, %19’u elektronik, %8’i çevre, %6’sı ileri malzeme, %5’i kimya, %9’u tarım ve %7’si diğer sektörlerde faaliyet göstermektedir. Teknokent şirketlerinin %51’i hizmet, %18’i sanayi ve %26’sı Ar-Ge şirketi olarak tanımlanmaktadır. Teknokent şirketlerinin %89’u KOBİ niteliklidir. 

Dünyadaki Önemli Organizasyonlar
 

IASP – Uluslararası Bilim Parkları Birliği;  73 ülkede 400’den fazla bilim/teknoloji parkının üyesi olduğu büyük bir organizasyondur.

AURP – Uluslararası Üniversite Araştırma Parkları Birliği; Dünya çapında 700’den fazla üyesi olan en önemli iki organizasyondan biridir.

UKSPA – 400’den fazla üyesi bulunan İngiliz Bilim Parkları Birliği’dir.

L’association du Technopôle – Fransız Teknokentler Birliği’dir.

Suomen Teknologiakeskusten Liitto – TEKEL- Finlandiya Bilim Parkları Birliği’dir.